12 Ağustos 2012 Pazar

niye her şeyi aklında tutmak zorunda olan benim? bak, hayallere bak, sanki biri bunu yapmamı istemiş gibi. kaybolan hafızam da durup dururken nerden çıktı geldi başıma bela oldu çok zor oldu.

15 yaşındayım mesela, merdivenler ne kadar da uzun görünüyor. şu an 20 yaşındayım ve fatih'teyim. 18'imde benden daha kalabalık bi meydan. 23'te sürekli aynı yolu hatırlıyorum başka her yer haritalardan silinmiş gibi.

sadece aptallar mucizelere inanır. yok tam öyle değil. sadece aptalların mucize algısı bu denli kıttır. mucize dediğin şey, bana bakıyor, gülümsüyor, hayırdır inşallah şarkısını söylemekten daha renkli bir şeydir. hatırla, hatırla, eski mucize beklentilerini. onlar gerçekten mucize kabilindendi. binalar havaya uçuyordu sen de uçuyordun, görünmez olmuştun herkesin zihnini okuyabiliyordun. işte bütün bunları sıradan bir günde ve sıradan bir saatte mucizesiz başardığına göre ya yaşlanıyorsun, ya da için soğudu. tükür. bir kere olsun kontrolü bırak da yere tükür.

ki her şey değişiyormuş. hala yaşamadığımız bir şeyler var, tamamlamamız gerekiyor, böyle bitmez. değilmiş. şaka mı yapıyorsun, böyle şeylerin eksikliği karşılıklı hissedilmeli, tek başınaysan bir boka yaramaz. ama sabah kahvaltısı? o oldu onu geç. kayıtsızca elini tutmak, bak kayıtsızca diyorum. yaşanmadıysa kimin umrunda? senin mi? bundan banane. iyi de daha yeni başlıyorduk. şaka mı yapıyorsun?

gel gel, sana mektup yazdım. öncelikle şunu belirtmeliyim ki seni ilgilendirmez dediğim her şey, birebir seninle ilgiliydi. bu insana belli bir ağırlık verir farkındayım ama dur kaçma, sana her şeyi anlatacağım.

ben kaçtım. bu sunturlu yere saklandım. korkunç şeyler oldu, aslında olmadı, dur dur sıkılma, inan açıklayacağım.

benden bu kadar sıkılmaya ne hakkın var? beni tanımıyorsun bile. hem buna rağmen beni benden iyi tanıdığını söylemen ne kadar ayıp. ben burda günlerce düşündüm ve ben seni düşünürken başka hiçbir şey düşünmem. kahrolasıca yanlış zamanlama. belki de değildir. böyle bir hikaye de olabilir. muhakkak beraber yaşaması gereken insanlar da birbirinden ayrı yaşayabilir, hatta yaşlanabilir. ama böyle bir hikayenin etiğini allah'a her gece sorduğumda neden aldığım cevaba ikna olamıyorum?

-seninle konuşmaya geldim çünkü beni kimse istediğim gibi dinlemiyordu.

-son çare diye mi bana geldin? baştan gelseydin daha kolay olurdu belki.

-beni insan değil de melek olarak yaratsaydın bunu yapabilirdim.

-konu aynı mı?

-konu hep aynı.

-ısrarın beni kızdırıyor. öfkemden korkmuyor musun?

-korkuyorum. ama sevgim ağır basıyor. senin de şefkatin hep öfkene ağır basmıyor mu?

-ben size benden daha fazla neye kıymet verirseniz onu sizden alırım, buyurmadım mı?

-ama bu bana bir vesile oldu. leyla-mevla.

-bu yalan. leyla için defalarca kendinden vazgeçenin benim için geçmediğini gördüğüm zamanlar oldu.

-aşkın ölçüsü bu mu? literatüre not düşeceğim de gidince.

-zevzeklik etme. aşkın ölçüsü budur.

ağzımın payını her gün alıyorum. yorganı başımın üzerine çekiyorum böyle zamanlarda, iki büklüm oluyorum, annem yatağı boş zannediyor. sonra sabah uyanıyorum yorganı üzerimden öyle bir atışım var ki çok yüksek ihtimalle büyük adam olucam. yataktan kalkıp mutfağa değil de sanki hayatta en çok olmak istediğim yere koşuyorum ki bunu yalnızca o bilir, bilmezlikten gelir.

sonra en çok hangi cümleyi duyuyorum? fazla anlam yüklüyorsun? napıcaktım başka. küf kokan bir dünyada ben anlam yüklemeyip ne yapacaktım. yükle, ama hobi olarak mı yükle? ya bi git. garantici pezevenk. mortgage kredili, iki oda bi salon, 2005 model araba pezevenk. uyum sağlayamadım, buna rağmen içindeyim insanların, nefret ede ede içindeyim, yanımda dursaydın nefes alabilirdim seni güldürebilirdim. kollarını ezberlemiş. ya kim kimin kollarını ezberler aptal mısın?

çok düşünüyorum hikmet bey işin içinden çıkamadık. yahu bu ne haldır, öldüm yedi yıldır, albayım çekti gitti. komik kız. ona şaka yapamadım albayım. vakit olmadı. pardon, vakit oldu da biz onu savaştık. geniş hayal gücü bir halta yaramıyormuş albayım, bu dünyayı küçük gösteriyormuş göze. ben günün 24 saati seversem ödüllendirilirim sanmıştım. birtakım filmler yalnızca film olmaktan çıktığından beri biz de insanlıktan çıktık albayım. şarkılar diyorum, albayım, nefesimi kesmese. çok genciz, çok genciz. albayım?

 istiyorum, o halde ölmedim. istiyorum, o halde ölmedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder