29 Haziran 2012 Cuma

till she sees finally that she is like all the rest with her fog, her amphetamin and her pearls
allah ile arandaki muhabbet korkuya ne kadar yaklaşırsa, sevgiden o kadar uzaklaşır.

26 Haziran 2012 Salı


hiçbir zaman değmez
gözler, gözlere
ne de bir iz yaşamdan
sükunet
boşluk
hararet
ışık, sönüyor
bu hudutsuz hikayenin hiçbir yerinde
günden güne çekilen
tekdüzelikten
ve yorucu hammallıktan
bahsedilmez
marsilyalı bu isimsiz genç
saatlerce konuşuyor başkalarıyla
hayatı paylaşıyor
yalnız kalma imkanı yokmuşçasına
ve hiçbir iz yok

bana kimse sen gibi sarılmadı.

21 Haziran 2012 Perşembe

havadan sudan konuşmayı beceremedik. şükretmeyi. hayatımın en mutlu anıymış, inan bilmiyordum. çiçeklere şiddet gösteriyorum. güzel olan hiçbir şeye tahammülüm kalmadı. köpek gibi özlüyorum. ilaçlara, paraya, sigaraya ihtiyacım var. göz gözü görmüyor burda, göz gözü görmüyor. dağılmışken beni görmelerini istemem. hiçbir sorunu olmayan ve hayattan tat alan katıksız bir ahmak olarak yaşamımı sürdürüyorum. insanlara gülüyorum, anlıyorum insanları, onaylıyorum. seviyorum bile. zehrini münasip bir yere bırakıp kaçmış, emekliye ayrılmış bir akrep gibiyim. ve resimler bulanıklaşıyor. hayat senden öncesi, senden sonrası değil, seninle'si. defterleri de yaksam değişmedi. çıkar çok güzel gülen adamı, at çöpe, at çöpe. ölüm geldiğinde sessizleşeceksin. hep onu beklemiş gibi. hep onu beklemiş gibi.

14 Haziran 2012 Perşembe

kendimi piç gibi, yok gibi, eksik ve tarifsiz hissediyorum. utanıyorum. neden senin kadar güzel olamadım?

13 Haziran 2012 Çarşamba

canım benim. sarı kara bir sansar olmak mı iyi, bir tilki mi?


12 Haziran 2012 Salı

sigarasından son nefesini çektikten sonra uzun süren sessizliğini bozdu:
-yıldım, vallahi yıldım.
-öyle uzun uzun susunca ben de bir şey diyeceksin sandım.

10 Haziran 2012 Pazar

"adın üç kere geçti saçmasapan bir filmde. yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu, anne dedim, hadi çay koy da içelim."

8 Haziran 2012 Cuma

insan bütün gece olmayanlara ağlayabilir mi
çok gördüm, çok unuttum
yoruldum
gökten zembille indi güller ve çirkinler
neden annem beni geri alamıyor
menzil, menzil
aşk, aşk
yok
rüyamda sadece gölgen kaldı
başı ayrı, sonu ayrı
bana nefes yok
akşamlardan ve kaldırımlardan gelmekteyim
yüzümün kirine pasına bir sen gülmedin
girecek delik yok muydu
ne ararsın hala o çukurda
neler oldu
kalbin ikiye mi bölündü
kalbim ikiye mi bölündü
anlatsana artık
sesinde uçuşmayan rüzgardan usandım, usandım
gelmeyen treninden usandım, usandım
sen beni bıraktın elin diline
rab, rab
başkası yasak
başkası yasak
sözlerin büyüsü nerde
inan olsun bitti
birdenbire
anne
olmuşuz
gibi


3 Haziran 2012 Pazar


Ulu Orta
'seyrek gülüş sen ne güzel bir şeysin 
nazlanırsın ama bir gün gelirsin'

düşen bir yaprağa bağladım hayatımı
olsun artık diyorum ne olacaksa
paralı asker miyim neyim ben
ekleyip duruyorum sabahları akşama
ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor
gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta
aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim
nasıl bir dostluk ki bu,hem kadim
hem de mayhoş elma tadında.

kendimi de koysam ayağımın altına
yine de yetişemiyorum ey aşk,
omzunun hizasına.
çünkü bende birikiyor her şeyin tortusu
ve ayağını kaldırıyor dünya,konuşurken benimle.
budanan oğullar gibiyim,sessiz ve narin
nereye konsam geri sayım başlıyor
kurcalıyor beni bir çırağın elleri
ah,unufak olsam ve desem ki
ağzın tat görmesin hayat
kandırdın beni.

sorma,
elim kırılsın bir daha
dokunursam güneşe. 

1 Haziran 2012 Cuma