9 Ağustos 2012 Perşembe

bu kitaptan

garipliğim 
kader değil 
geçici 
gülmeyin

 -evden çıkmıyormuş, annesi doktorlara, hocalara götürmekten bitap düşmüş. çaresi yok demişler. çok da genç vah vah.

 -hiç sebep yokken durup durup gülüyormuş. kendi kendine konuşuyormuş. bi de demiş ki annesine, bişeyler görüyorum, onlara gülüyorum. aşağı mahalledeki hocayı söyledim ben de kadına, bi de ona okutsunlar nefesi kuvvetliymiş. zavallı kadın.

 -duydun mu fatma hanım? kız dün gece eline boyayı fırçayı alıp sokağa çıkmış. babası evin kapısını açık görmüş de çıkmış arkasından. evleri boyayacam diyomuş. şarkı söylüyomuş bi taraftan da. allah çoluğumuzu çocuğumuzu korusun, kimsenin başına vermesin yarabbim.

 -dün götürmüş yatırmışlar artık. napsınlar koca kızı eve bağlayacak halleri yoktu ya. yemeden içmeden de kesilmiş son zamanlarda zaten. belki orda bi hal çare bulurlar. isteye isteye gitmiş hastaneye, hiç zorluk çıkarmamış. ama gülüyormuş hala. çok da genç vah vah.

 ellerimi birbirine bağladım. nasıl olsa bunun için de suçlayamazlar beni, üşüyordum derim. buraya geldiğim iyi oldu aslında. başımın etini yiyorlardı evde. burada çok konuşmuyorlar en azından. her şey az ve öz. delilik bile kararında.

 ilaçlarımı alıyorum. sigara içiyorum sürekli. birini söndürmeden diğerini yakıyorum. benim sigara içmeme izin veriyorlar, o kadar tehlikeli bulmuyorlar beni henüz. belki de sigara içmeme izin vermezlerse kendimi öldüreceğimi ima eden küçük bir şov yaptığımdan böyle davranıyorlardır. iyi oldu, çünkü o küçük şov bana iki gecelik revire mal oldu. eskiden de böyleydim. istediğimi bir şekilde elde ederdim. eder miydim?

edemediğim günlere dairdir

.....





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder