10 Nisan 2012 Salı

daha dikkatli bir düşünün şöyle. bugün biz 'canlı'nın ne olduğunu, nerede yaşadığını, adının ne olduğunu bile bilmiyoruz. elimizden kitaplar alınsa neye uğradığımızı şaşırırız. nereye gideceğimizi, kime yaklaşıp kimden uzaklaşacağımızı, kimi sevip kimden nefret edeceğimizi, kimi sayıp kimi hor göreceğimizi bilemeyiz.

bizim için insan olmak, etiyle, kanıyla, kemiğiyle insan olmak bile zor. 'genel bir insan' denilebilecek, nasıl olduğu belirsiz bir şey olmaya çalışıyoruz. aslında biz ölü doğmuş kişileriz. aslında çoktandır canlı olmayan babalardan çoğalıyoruz ve bu durum giderek hoşumuza da gidiyor. bir kolayını buluversek, neredeyse doğrudan doğruya düşüncelerden doğmayı sağlayacağız.

neyse, bu kadar yeter. bir daha 'yeraltı'ndan yazmak istemiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder