23 Nisan 2011 Cumartesi

gidiniz

gitmiyorsunuz. oysa gitseniz?

başınızı alıp gitseniz. bizim kulağımız size sağır, gözlerimiz kör olsa, gitseniz?

küçük oyunlar tehlikeli oyunların yanında nedir ki? sizin yüreğiniz yeter mi en esaslısını oynamaya? dünyanız da kalbiniz kadar küçüktür. bizim sevincimizin yanına yaklaşamayacaksınız.

sabahlara üzerimizde tonlarca ağır yüklerle uyanıyor olabiliriz. aldığımız her nefes tümör büyütüyorsa, buna ancak saygı duyacaksınız. her sabah kendine yabancılaşarak uyanmaktan yeğdir.

hem siz sağa sola saldırırsınız. oysa dursanız? biraz durup dinleseniz kendinizi? karşılaşacağınız hiçlikle yüzleşmekten korkmasanız. siz, biraz, insan, olsanız.

biz beklemeyi en yakın dost bellemiş olabiliriz. sessizlikten sessizlik seçiyoruz, doğrudur. fakat, sizin kalabalığınızın bizim kimsesizliğimiz yanında en ufak bir değeri yoktur, bilesiniz.

size acıyoruz, desem? itham eder misiniz bizi nefret yüklenmişlikle? oysa bizim sevgimiz, en çok hak etmeyende gösterir kendini. korkarım bunu hiçbir zaman anlayamayacaksınız.

biz sevdik, kör olduk. başkasına kör olduk. oysa sizin sevdikçe büyür gözleriniz. baylar, bayanlar aşk en çok sizin olmadığınız yerde güzel şimdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder