Ertesi gün Kasımpaşa Yağhane Sokak'taki Huzur Kıraathanesi'ne doğru yürürken, satranç denilen hesap oyunundan pek anlamamasına rağmen İhsan Sait'in yüzü gülüyordu. Çünkü Diyarbekir'in Sur Mahallesi'nden beş yıl önce Dersaadet'e göçen Şarapçı Rebaz'ı burada bulacağından emindi. Hemen herkes gibi Rebaz'ın da acıklı bir hikayesi vardı. Çünkü bu efendi, üstelik Diyarbekir'de müftü olmaya kararlı bir medrese talebesi iken aşk derdine gark olmuş, bunun için şeyhe gidip ondan derdine bir derman bulmasını niyaz etmişti. Talih bu ya, şeyhte bu illete deva sayılacak bir ilaç vardı. Sedirin altındaki bir sandığı çekip açan şeyh, esrarengiz bir iksir şişesi çıkarmıştı, üzerinde şunlar yazılıydı:
CHÂTEAU MARGAUX
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder