bazen olur, eksikliğini hissettiğiniz şeyleri bir valize koyup yanınızda taşınırsınız. ağır geldikçe de bir bir çıkarır atarsınız.
o soğuk mu soğuk kış günü neden bu yola çıkmıştım hatırlamıyorum. orada ne vardı, ne görmeyi umuyordum bilmiyorum. bütün gözlerimi arkamda bırakmış ve artık yıllanmış bir kokunun peşine düşmüştüm.
şehre girdiğinizde önce sağa sonra sola bakmalısınız. daha önceki yılgınlıklar sizi usandırmamalı. eski bir şeye yeniymiş gibi bakmak ancak yüksek ruhlu insanlara nasip olabilecek bir yetenektir. bu yüzden saatlerce boynunuz bükük yürüdüğünüz yolları, oturup ağladığınız bankları ve belki de tüm gençliğinizi serdiğiniz sokakları ilk defa görüyor-muş gibi yapabilmelisiniz. dünya eğer bir sahneyse sahiden elinizden gelen en iyi oyunu oynamalısınız.
o zamanlar zaman geçiyordu işte bir şekilde. hiçbir şey yapamazsak bir minibüse atlayıp ilk gördüğümüz parkta sabahlıyorduk. üstelik yağmurları vardı hediye gibi gelen. nerden bakarsak bakalım her şey güzel görünüyordu işte.
zaten kolay kolay mutlu olamayan bir insansanız ve hayatta sizi mutlu edebilecek tek şeyi bir şekilde yitirdiyseniz ancak işte böyle camlara hohlayabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder