ben o kediyi fena tekmeleyeceğim. gözümün önünden mırıl mırıl geçmesine artık tahammül edemeyeceğim.
gözlerimle gördüm ve artık zamanı gelmişti. uzun zamandır zaten gözleri üzerimdeydi, benim gözlerim nerdeyse nerde, ne farkeder. konuşmamız gerekiyor. ben bir sürü cümle hazırladım hepsi her gün kafamın içinde dans ediyor, şimdi onları ona defedicem fakat iyi delirdim.
küçük bi sobanın önünde ellerimizi beraber ısıttık. bi an eli dokundu sobadan mı elinden mi bilmiyorum sıcak. biz o gün orda sanırım konuştuk. yüzüme bakan biri vardı. saçlarımı öyle değil de böyle toplamıştım bunların hepsini biliyordu. sonra bana söz verdi başka kimseye bunları anlatmayacakmış. bana söz verdi ve ben ona inandım.
dik bir yokuşun tepesine diktiğimiz evimizi anlattım ona. gerisingeri kayan ayaklarımızdan da söz ettim. beyaz dedim, onun elleri fırtınada çırpınan bir beyaz yelken. ellerini uzattı, onunki de beyaz. acıklı bir film izledim gibi oldu. birlikte.
allahım nasıl oluyor da tarçından bile güzel kokuyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder